Monday, August 30, 2010

handan - halide edib adivar


Yillardir okumaya niyetlendigim kitap, isyerinde bir arkadasimin okuyup bana vermesi ile okudugum kitaplar arasina girdi.
Once "dil" ile ilgili cekincelerim oldu, agir bir dil varsa anlayamazsam diye endise ettim ama dip notlarda verilen anlamlarla hic problem yasamadim. Mektuplar seklinde ilerleyen orgu, okumama hiz katti ve araya tatil girmesine ragmen ( tatilde yanima almamistim, emanet kitap oldugu icin) cok kisa bir surede bittirdim.
Ne soylesem "spoiler" nitelikli oacakmis gibi geliyor... O yuzden susuyorum ve sozu kitabin tanitiminda kullanilmis sozcuklere birakiyorum:
"...
Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en mel’un çehresi Yehuda’ya bir nazire oldum. Yehuda nasıl dünyanın pek muazzez bir simasını, efendisini birkaç dinar için sattı ise ben de dünyanın beni en çok sevmiş bir ruhunu, o ruhun hududu olma­yan emniyetini, muhitini sattım, dünyada en çok sevdiği bir şeyin kalbini ondan çaldım...."

Halide Edib Adıvar, kendisine asıl ününü kazandıran yapıt­larından biri olan Handan’da evlilik ve aşk ilişkilerini konu alır. İngiliz terbiyesiyle yetişmiş Handan, II. Abdülhamid re­jimine karşı mücadele eden Nâzım’ı reddederek Hüsnü Paşa ile evlenir, ama mutlu olmaz. Mutsuzluğu onu bir beyin ka­namasına ve bilinç kaybına götürür.

No comments:

Post a Comment