Tuesday, August 16, 2011

la storia della vita




hole in the wall




horrible bosses



degisik sebeplerle uzun zamandir sinemada film izleyememistik. gecen cuma bu konudaki susuzlugumuza deva olmasi icin bu filmi sectik... iyi ki de yapmisiz... cok eglenceli bir filmdi, oyunculuklar cok basarili idi.

yesil peri gecesi








temmuz sonu gerceklestirdigimiz guney fransa tatilimizde elimden dusurmeden bir solukta okudugumu, hatta bu yuzden tatilin son bir kac gunu kitapsiz kaldigimi soylemeden
edemeyecegim...

Wednesday, February 9, 2011

gule gule



1 ocak 2011 sigaraya elveda dedigim gun olarak kayitlara gecsin... o gunden beri sigara icmiyorum.
aslinda y.nin bekarliga veda partisinde bir sigara icme denemem oldu ama o kadar aradan sonra eskisi gibi bulmadim. bunu da hattori'nin disinda pek dillendirmiyorum, cunku etrafimizda sigarayi birakan -daha cok yeni ve zor birakan- arkadaslarimiz var, kotu ornek olmasin...
ozellikle aksam yemeklerinden sonra biraz zorlaniyorum ama onu da ihlamur ile cay ile meyve ve su ile gecistirmeye calisiyorum.
hattori'nin de birakmis olmasi cok motive edici oldu.
baktigimda etrafimda cok tiryaki olan bircok insan birakti, ben de yapabilecegime inaniyorum. yine de; ayni zamanda yillar sonra bile tekrardan baslayan insanlar oldugundan etrafimda, biraz da temkinli konusmak istiyorum.
umarim hattori ve benim hayatimda bu meretin yeri olmaz artik...

Sunday, February 6, 2011

tekerrur

bugun biraz kozmetik alisverisi yaptim. dogumgunumde a. cugumun hediye ettigi l'occitane cekini bozdurdum aylar sonra. bu urunu daha once kullanmis ve cok begenmistim. umarim yine guzel sonuc verir.

bu parfumu ben diyim 5 sene siz diyin 10 sene araya hic baska parfum koymadan cok severek kullanmistim. son yillarda degisik kokulardan yana tercih kullandim. gecen gun kullandigim pure poison bitince yeniden bir 1881 almak geldi icimden...
daha once hic bu kadar kokos esintili bir post girmemistim galiba:) hadi hayirli olsun...

envy


Sunday, January 30, 2011

kapak kizi


kapak kizi, ayfer tunc ile ilk tanismam... ilk satirlari ile tanismamin ardindan sadece iki gece gecti. an itibari ile kapak kizi'nda diyeceklerini bitirmis durumda ayfer tunc...
butun bir haftasonu boyunca elimden birakmadan, bir solukta okuduk bitirdim... kesintisiz boyle kitap okumayi ve bir cirpida bitirmeyi oyle ozlemisim ki... bu ozlemimi teskin ettigi icin ayfer tunc'a selam olsun...
elimde baska belgelerde de var:)... bu burda boyle kalmayacak ayfer tunc:) tez zamanda yesil peri gecesini okuyacagim...

Wednesday, January 26, 2011

the social network



Sosyal medya yalnızlaştırıyor
25/01/2011
Yazı Boyutu


Twitter ve Facebook'un iletişimi güçlendirdiği, insanları birbirine bağladığı kanısına karşı çıkan 'siber-şüphecilerin' sayısı artıyor. Sherry Turkle'ın 'Birlikte Yalnız' adlı kitabı tartışmayı alevlendirdi

Sosyal medyanın yalnızlaştırdığına inanan bilim insanlarına göre, Twitter ve Facebook gibi paylaşım siteleri insanları birbirlerine yaklaştırmadığı gibi bireyleri gerçeklikten koparıyor. Massachusetts Institute of Technology (MIT) öğretim üyelerinden sosyolog Prof. Sherry Turkle ‘Alone Together’ (Birlikte Yalnız) adlı kitabında teknolojinin, insan yaşamında hakimiyet kurmak üzere olduğunu savunuyor. Turkle’a göre, insanlar, teknoloji sayesinde birbirleriyle daha iyi iletişim kurabilecekleri yanılgısı içinde ve sanal gerçeklik, gerçek dünyanın kötü bir taklidi. Cenaze töreninde iPhone Sherry Turkle, önceki gece katıldığı bir komedi programında insanların cenaze törenlerinde bile iPhone’larıyla oynadığını söylemiş, programın sunucusu komedyen Stephen Colbert de “Herkesin bir güle güle deme şekli var” diye karşılık vermişti. Gazeteye göre, Ohio’daki Kent State University’den Prof. William Kist, “İnsanların kullanmakta olduğu farklı iletişim türleri, onları korkutan bir şey haline geldi” derken, ABD’de en çok satan kitaplar arasında yer alan “Shallows” (Sığlar) adlı kitabın yazarı Nicholas Carr, internet kullanımının insanların düşünme şeklini değiştirdiğini, kitaplar ve dergilerde yer alan karmaşık bilgileri hazmetme yeteneğini zayıflattığını söylüyor. Öte yandan ‘The Social Network’ (Sosyal Ağ) adlı film de, Facebook’un gerçek hayata adapte olamayan asosyaller tarafından kurulduğuna dikkat çekerek tartışmayı yaygınlaştırdı. Siber âleme şüpheyle yaklaşan akademisyenler arasında son kitabıyla ses getiren Turkle, BlackBerry’leri bir kenara koyup, Twitter ve Facebook hesaplarını kapatmayı öneriyor. Turkle, “Hayatımızı zenginleştirecek teknolojiler geliştirdik ama bunların bizi kısıtlamasına izin veriyoruz” diyor. Turkle’a destek verenler kısa zaman önce İngiltere’de yaşanan bir intihar vakasını örnek veriyor. Facebook sayfasından intihar edeceğini duyuran Simone Back’in 1.048 arkadaşı mesajı gördü. Fakat hiçbiri konuyla ilgili bir şey yapmadı. Simone’un sayfası yalnızca hakarete varan bir tartışmaya tanık oldu. İnternetİn öldürdüğü 10 şey Her yerin birbirine bağlı olduğu yeni dünyada, internet hayatımızı zenginleştirip kolaylaştırdı. Ama artık sanal alemin getirdiklerinin yanında götürdülerini de konuştuğumuz bir dönemdeyiz.
1-Mesaİ saatlerİ
Cep telefonunun icadından önce işverenlerin, çalışanlarının 9-5 arası çalışma saatlerine ne kadar saygı duyduğunu hesaplamamız mümkün olmasa da, bu sayının gelişen teknoloji sayesinde azaldığını söyleyebiliriz. İnternet çağında işi ofiste bırakıp eve dönmemiz mükün olmuyor.
2-Fİlm kİralama
25 sene önce ‘Blockbuster’ adıyla ilk dükkanını açan film kiralama şirketi, geçtiğimiz eylül ayında iflas ettiğini açıkladı. Blockbuster gibi sapır sapır dökülen film kiralama firmaları, internet üzerinden yasal veya yasal olmayan yöntemlerle film izlemeye karşı rekabet edemedikleri için iflas ettiler.
3-Konsantrasyon İnternetin görünmez ağları hepimizi daha sıkı sardıkça, gittikçe artan bir kitle, çocukların dikkat dağınıklıklarını internete bağlıyor. Ders yaparken Facebook’a bağlanan gençler, kitap okumak yerine, internetteki sosyal-ağ sayfaları ile ilgileniyor.
4-Kİbarlık Gizli kimlik arkasından yorum yapabilmenin getirdiği rahatlık, bilgi alışverişinin kabalaşmasına ve bayağılaşmasına sebep oldu. Yazılan haberlerin altında sıklıkla gördüğümüz iğneleyici veya sert eleştirilerden, tanınmış isimlerin çirkin resimlerinin altına düşülen yorumlara kadar, günümüzde iletişim kalitesi çok vasat.
5-Telefon rehberİ
Eskiden herhangi bir ürün almak istediğiniz zaman veya belirli bir hizmete ihtiyacınız olduğu zaman telefon rehberini açar, harf başlığına gider, oradan istediğiniz kişiyi bulur arardınız. Gençlerin bu günleri hatırlaması zor. Artık bu tür etkileşimler tamamen internet üzerinden yapılıyor. Acıktıysanız, Yemeksepeti’ni arıyorsunuz.
6-Mektup yazmak
Günümüzde, sevgililerin birbirleriyle iletişim kurmak için birden fazla seçenekleri var. Bu seçenekler arasında elle yazılmış mektuplar son sırada. Artık ayrılıklar da Facebook üzerinden tek bir tuşla, ‘statü’ değiştirerek yapılabiliyor!
7-Tatİller
İnternettte geçen tatil, tatil midir? Bu sorunun cevabı kuşkusuz kişiden kişiye değişecektir. Fakat tartışılamaz bir gerçek de, e-mail’den yoksun olduğumuz günlerde, tatile çıkıp plajda yattığımız zaman kitap okuduğumuz veya başka dinlendirici bir faaliyette bulunduğumuzdu. Artık, işten ne kadar uzak olursanız olun, elinizde bir BlackBerry varsa, iş ve tatili sentezlemiş oluyorsunuz.
8-Gİzlİlİk
İnternet’in yaşamın vazgeçilmez bir parçası olması, kişiye dair bilgilerin de internet üzerinden kolayca elde edilebilmesi anlamına geliyor. YouTube ve Facebook gibi programlar aracılığıyla, kişisel resimler veya görseller, istem dışı olmasına rağmen herkese açık ortamlara düşebiliyor. Bu ve benzeri kişisel gizliliğe karşı ihlallerden daha da endişe verici olan, ‘çevrimiçi gizlilik koruma’ firmaları, herhangi bir kişiye dair birçok kişisel bilgiyi kolaylıkla elde edebiliyor. 9-‘Gerçeklİk kavramı’ “İnternette okuduğun her şeye inanma!” sözünü hep duyuyoruz. Ne kadar söylense azdır. Bedava olmasa bile, herkese açık ve herkes tarafından kullanılan bir ortam olan internet, her türlü fikrin yayılmasına aynı oranda açık. Sıklıkla, ‘fikir’ ve ‘bilgi’ kavramları, farklılıklarını yitirip aynı anlamı alıyorlar. Bugünlerde politikacılar, uzmanlar ve blog’cular dahil her türlü kullanıcı sıklıkla internet üzerinden yalan haberlerin yayılmasında aracı oluyor.
10-Yıllık
İnternet, yıllık kavramını tamamen yok etmiş olmasa da, ciddi bir rakip olarak karşısına çıktığını söyleyebiliriz. Okullar eskisi kadar öğrencilerin birbirlerini hatırlayabilmeleri için tasarlanmış yıllıklar satamıyor. Öğrenciler, MyYearbook.com gibi internet sitelerinde okul arkadaşlarının resimleri ile yorumlarını içeren internet sayfalarına üye olabiliyorlar.

Tuesday, January 4, 2011

tombala 2011





2010 a TR den gelen cok sevdigimiz arkadaslarimizla - kucuk bir aksilik haricinde- cok senlikli girmistik.

Son dakikada gaza basmasaydik az daha evde, bir arkadasimiz A'dam da olmak suretiyle 2010 a girmek durumunda kalacaktik ki- kil payi yirttik dedigim gibi...

O yirtma esnasina gelene kadar ki yasanan ve hatta yazilan hikayeler dun gibi tazeligini ve komikligini koruyor...

2010 girerken yasadigimiz aksilikten ders almis olarak 2011 e girerken disarda olmamayi tercih ediyorduk basindan beri. Oydu buydu ev partisiydi falandi filandi derken "Gencler" ile birlikte 6 kisilik bir ekip olarak yemeli icmeli bir organizyonda bulduk kendimizi... herkes degisik degisik tatlarla sofrayi bezedigi icin oldukca zengin bir masamiz vardi yilbasi gecesi - hatta artanlari paylastigimiz icin sonraki gune de yetti :) - . Nane sekerlerinin uzerine keceli kalemle yazilan sayilarla, excelden ugrasarak basilan ve renkli renkli ozenli tombalamiz gecenin yuksek rating alan aktivelerindendi. Demeden edemeyecegim: tombalayi ben yaptim:) ugurlu bir 2011 beklentim burdan da geliyor diyebiliriz...

Bunun yanisira yine ev sahibimizin baska bir guzelligi vardi ki, diyecek birsey bulamiyorum: sihirli mumlar adiyla sunusu yapilan bu guzelligin arkasindan herkesin sevdiceginin fotolarinin oldugu cerceveler cikti... Ustelik hep birlikte foto safari yaptigimiz baska bir aktivitenin secme kareleriydi, bu fotograflar...

biraz daha kalabalik bir ekiple daha curcunali daha eglenceli olabilirdi bu gece ama yine de guzel yemekler ve suprizlerle tatli gecen bir yilbasi oldu...

sabaha karsi 4 gibi bisikletlerimizle tingir mingir evimize donduk...

hosgeldin 2011, guzel gunler getir bize...

umutluyuz...